Ananuri (Gürcüce: ანანური) Aragvi Nehri üzerindeki bir kale kompleksidir. Gürcistan'ın başkenti Tiflis'e yaklaşık 72 km mesafededir.
Ananuri, 13. yüzyıldan beri bölgeyi yöneten, feodal bir hanedan olan Aragvi eristavisinin (Dük) kalesi ve konutu idi. Kale, sayısız savaşa tanıklık etmiştir.
1739'da, Ananuri, rakip dük Ksanili Şanşe'nin komutasındaki birlikler tarafından saldırıya uğradı ve ateşe verildi. Aragvi hanedanı katledildi. Bununla birlikte, dört yıl sonra, köylüler Şamşe'nin egemenliğine karşı ayaklandılar. Tahtı ele geçirenleri öldüren köylüler, Kral II. Teimuraz'ı doğrudan kendilerine hükmetmesi için davet ettiler. Yine de 1746'da, Kral Teimuraz, Kaheti Kralı II. Erekle'nin de yardımıyla başka bir köylü isyanını bastırmak zorunda kaldı. Kale, 19. yüzyılın başlarına kadar kullanımda kaldı. 2007 yılında, kompleks UNESCO Dünya Mirası programına dahil edilmek üzere geçici listeye alındı.
Tahkimatlar, mazgallı perdeduvarla birleştirilen iki kaleden oluşur. Şeupovari olarak bilinen ve büyük bir kare kuleden oluşan üst tahkimat iyi korunmuştur. Şeupovari, Aragvi'nin Şanşe'ye karşı son savunmasını yaptığı yerdir. Yuvarlak bir kuleye sahip olan alt tahkimat, büyük ölçüde yıkık durumdadır.
Kompleksin içinde, diğer binaların yanı sıra iki kilise vardır. Uzun bir kare kuleye dayanan ve daha eski olan Meryem Ana Kilisesi, Aragvi Düklerinin bazılarının mezarlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu yapı, 17. yüzyılın ilk yarısından kalmadır ve tuğlalardan inşa edilmiştir. Kilisenin iç kısmı artık süslü değildir, ama Dük Edişera'nın dul eşinin (ö. 1674) diktiği taştan yapılmış baldaken ilgi çekicidir.
Daha büyük olan Meryem Ana Kilisesi (Ghvtismşobeli), 1689 yılında Dük Bardzim'in oğlunun adına inşa edilmiştir. Zengin bir şekilde dekore edilmiş cephelere sahip olan yapı, kubbe merkezli tarzda yapılmıştır. Kilise, kuzey cepheye oyulmuş giriş, ve güney cephesine oyulmuş bir asma haça sahiptir. Ayrıca, 18. yüzyılda büyük çoğunluğu yangınla hasar gören fresklerin kalıntılarını da içermektedir.